top of page

Yiğit Özgür İle Mizah Üzerine Röportaj

  • kibritfanzin
  • Nov 24, 2024
  • 4 min read

Updated: Dec 2, 2024

-Ülkece komediye düşkünüz. Genel gözlem yaparsak toplumda birçok kişinin ortamlarda komik olma çabaları vardır. Herkes komik olmak istiyor. Brezilyalı karikatürist Silvano Mello’nun bir sözü var: ‘Herkes komik olabilir ama karikatürist olamaz’. Peki ya sizce?

Y.Ö: Komiklik yapmayı bir meslek haline getirip hayatını bundan kazanmak için disiplin ve çalışmak gerekiyor ki bu ciddi bir çaba. Belli ölçüde komiklik vaat edip, bunu da söz verdiğiniz zamanda yapmak zorundasınız. Bu yüzden kolay değildir ama karikatüristliği gereksiz yere yüceltmeye gerek yok, çünkü ihtiyacı yok. Karikatürün tanımı olarak “grafik mizah” derler. Yani çizgi, desen, renk gibi görsel materyaller kullanarak fikrinizi ifade edersiniz. Olur biter. Gayret gösteren herkesin yapabileceğine inanıyorum.

-Peki bir karikatürist olarak nelerden beslenirsiniz?

Y.Ö: Görüp, duyup şahit olduğum şeylerden, okuduğum veya izlediğim şeylerden ilham alıyorum. İnsanların sırları, verdikleri kararlar, anlatılmayan detaylar, konuşulmayan gerçekler de çok ilgimi çekiyor. Bütün bunlar sadece hikayelerin veya esprilerin çıkış noktasını belirliyor. Sonrası kişisel yorum.

-Gelişmekte olan tüm ülkelerde şunu gözlemleriz. Mizah dergilerinin eskiye yıllara göre ciddi çeşit artışı vardır. Fakat bizim ülkede eskiden daha fazla mizah dergi çeşitleri varken şu an nerdeyse mizah dergilerini nesli tükenmek üzere. Bu konuyla ilgili düşünceleriniz nelerdir?

Y.Ö: Genel olarak yazılı basına olan ilgi azalıyor. Haber veya mizah gibi ihtiyaçlarını dijital kaynaklardan gideriyor insanlar. Mizah dergilerinin yaşaması için ilgi görmesi ve satın alınması gerekiyor. Ülke çapında dağıtılacak bir dergi yapmak demek, şirket kurmak, vergi, maaş, sigorta bedeli ödemek demek. Artık insanlar sosyal medyada takip ettikleri yazar çizerlerle kendi ekiplerini kurup, kendi dergilerini, TV kanallarını, yayın akışlarını oluşturuyorlar. Yayın organları çeşitlendi, iletişim kolaylaştı. Olumsuz bir tablo olarak görmüyorum. Dergilerin de yok olacağını düşünmüyorum, yine yapılır yine okunur.

-Okurun karikatürlerinizdeki espriler gibi sizin de çok komik yapıya sahip olma beklentisi elbette doğru değildir. Fakat genel bir gözlem yaparsak karikatüristlerin asosyal yapıya sahip olmaları dikkat çeker. Bunu sebebi nedir?

Y.Ö:Mizahçıların günlük hayatta da komik olmalarını beklemek çok normal. Bu beklentiyi garip bulmuyorum ama karşılığı olmazsa hayal kırıklığı yaşanabiliyor. Fikir insanları çok sosyal olsalar, düşünmeye, kafa yormaya veya araştırıp okumaya zamanları kalmaz. Tercihen veya mecburen daha az sosyal oluyorlar. Bu konudan şikayetçi değillerse yalnızlıkları huzur vermeye başlıyor. Hatta aşırı sosyallik itici gelmeye başlıyor. Belki de bu yüzden.

-Mizahın sansürlenmesi ve yasaklanması toplumda ne gibi eksiklikler doğurur?

Y.Ö: Fikir soyut bir şeydir ama tescillenebilir ve alınıp satılabilir. Salt fikir satmak, sıfır sermaye ile ekonomi yaratmak demek. Artık bunun ne kadar değerli bir şey olduğunu kafamıza sokmamız gerek. Düşünceyi sansürleyip, geldiği kapıyı kapatırsak aynı kapıdan girecek onca faydalı fikri de engelleriz. Bir halkayı koparınca zincirin devamı gelmiyor. Aklımıza gelen fikirlerden, düşüncelerden utanabiliriz. Yine de izin vermeliyiz. Safrayı attıktan sonra peşlerinden inci gibi fikirler çıkacaktır. İzin vermezsek içinde olduğumuz labirentte dönmeye devam ederiz.

Eskiden kahkahalarla izlediğimiz komedi programları, tiyatro oyunları, kabareler neden yok oluyor? Dergiler neden kapanıyor? Neden artık daha az neşeliyiz? Daha az gülüp eğleniyoruz? Parasızlıktan mı? Biz neşemizi kaybettik, parayla pulla ilgisi yok. Hayat tatsızlaştı, daha donuk ve hissiz bir hale geldi. Korku iklimi berbat bir şey.

-Zaman zaman çizimlerinizden dolayı  endişelendiğiniz oluyor mu?

Y.Ö: Çoğu zaman endişelenirim. Yanlış bir mesaj vermeyeyim, kendimi tam olarak ifade edebildim mi diye tekrar tekrar bakarım. Bunun haricinde korkunun ecele faydası yok. Gayet çocuksu ve basit kapak karikatürlerimize bile davalar açıldı. Halen devam eden davalarımız var. Elbette korktuk ama suçlamaları gereksiz ve anlamsız bulduğumuz için bildiğimiz gibi dergi yapmaya devam ettik.

-Uykusuz gibi büyük bir mizah dergisinin kurucularından birisiniz. Karikatür seven bir çok gençler gibi bizde Uykusuz gibi dergiyi bize sunduğunuz için size ayrıca minnettarız. Fakat Ocak ayında Uykusuz okurlarına veda etti? Ekonomik sorunlardan kaynaklı dergiyi kapatma kararı aldınız. Bir özlem var mı Uykusuz’a veya ilerleyen zamanlarda tekrar yayım hayatına geri döne bilir mi?

Y.Ö: Teşekkürler ilginiz için. Uykusuz Dergisi’ni başka bir şekilde, başka bir periyotta tekrar yapmak için kendi aramızda konuşuyoruz. Şartlar izin verirse yapacağız. Netleşmeden bir şey söyleyemiyorum. Her gün dengeler değişiyor, şartlar değişiyor ve ağırlaşıyor. Plan yapmak çok zorlaştı.

-Uykusuz dergisinin kapağı gündemi belirleyen siyasi, ekonomik ya da sosyal olayları karikatürize ediyordu. Gündemin ve olayların sizi yorup çizmekten vazgeçirme noktasına getirdiği oldu mu hiç?

Y.Ö: Yorucu bir mesaidir. Mesela kadın cinayetleri ile ilgili bir kapak yaparsınız. Sonraki hafta bir kapak daha, sonra bir daha. Bu konuda bulup bulabileceğiniz tüm fikirleri tüketirsiniz. Hiçbir etkisi olmaz. Cinayetler artarak devam eder. İşte bu noktada çok yorgun ve tükenmiş hissederdik. Çizmekten hiçbir zaman vazgeçmedik ama kafa kafaya verip daha farklı nasıl ifade edebiliriz diye düşünmek yordu.

-Uykusuz gibi 16 yıllık bir mizah dergisi üretme tecrübesine sahip bir çizersiniz. Elbette çizim tecrübeniz çok eskilere de dayanıyor. Bu sektöre girme hevesinde olan gençler için görüşleriniz çok değerlidir. Neler söylemek istersiniz?

Y.Ö: Öğrenciyken çocuk kitapları resimledim, çizgi film yaptım, illüstrasyon yaptım, yarışmalara katıldım. Yerli yabancı çizerlerin işlerini takip ettim. Sektör sadece mizah dergilerinden, gazetelerden ibaret değil. İnternet sayesinde dünyanın öbür ucundaki bir çizerin işlerini bile izleyebiliyoruz. Bu büyük imkanı değerlendirsinler. İletişim kursunlar, işlerini paylaşsınlar. Gelen tepkileri değerlendirsinler. İşleri beğenilmese de küsmesinler. Ufukları geniş, yolları açık olsun.

-Son olarak çok değerli zamanınızı Kibrit'e ayırdığınız için teşekkür ediyorum. Hepimizi çok  mutlu ettiniz.

 Y.Ö: Ben de teşekkür ederim. Selamlar, sevgiler.



コメント


bottom of page