Sonra - İsmail Özcan
- kibritfanzin
- Nov 23, 2024
- 1 min read
Updated: Dec 2, 2024
İnanmadığı her yalandan özür diledi
Silah dayadığı aklıyla, gerçeğin
An’dı ve değiştiği yeri
Bildiği her şeyin
Bütün sabahları ihbar edilmiş gibi
Ortasında kalakaldı şehrin
Toprak çekti içine suyunu
Kalbine yağmış tüm yağmurun
Kalakaldı dilsiz, kurak ve serin
Olan bitene bir anlam vermedi bilerek
Gerekli teçhizat yoktu yeryüzünde
Durup anlamaya, durmadan anlatmaya
Girmedi geçmişin doldurulduğu kuyulara
Kızıl gökte nurunu kaybetmiş ay
‘Düşme!’ dedi, yine de umut var
Bir karıncanın sırtındaki yük
Kara gözlü esmer bir kız çocuğunun göğsünde açan gül
Odasındaki yakılmamış son tütsü
“Vel Bâ'su ba'del mevt”
Toza bulanmış satır aralarında
Yüz sürülmemiş bahaneler aradı
Dokundu gözünün bir yerden ısırdığı ne varsa
Her dokunuşta aynı yerden kanadı
Kim ki bu yoldan geçer
İşte darağacı, işte miracı
Yarını düşlerken dünü umut ettiren neyse...
‘Yola devam et!’ dedi
Zaman nehrinde yıkanırken benliği
Yola devam
Yola
Kimsesizliğiyle girdiği o yol üstü lokantasından
Kendisiyle çıkmayı becerir gibi
Dik bir yokuş, boş bir heybe, sancı
İnanmadığı her yalandan özür diledi.

Comments