Müzayede - İsmail Özcan
- kibritfanzin
- Dec 8, 2024
- 1 min read
Updated: Dec 16, 2024
Çaresizliklerinden kendine taç yapmış
Bir kraliçenin soyundan geliyorum
Parmaklarının ucunda yürümekten yorgun
Müsait kendi alın yazısıyla
Kandırılmaya
Ziyanı yok
Her defasında beni yeniden doğuran annem
Kahverengi ayakkabılarım ve en çok
Yaslandığım her duvardan yankı bulagelmiş hazzı
Seni sevmenin
Uçurumun kenarında açan gülü anlamakla meşhur
Tutunduğum her dalın yarasına merhemim
Gitmek bir sancı gibi dururken alınyazımda
Dönüp dururken başımda bir orman uğultusu
İnsan en fazla neresindedir ki gurbetinin
Belki şiir deniyordur bilmiyorum
Kendi hikâyeme düştüğüm şerhe
Bir kaçak heyulası
Bir antidepresan sonrası
Kalmışsa gözlerimin feri
Her hüzne biraz tebessüm borçluyum
Değil mi ki düşmüş nasibime kadere kefil olmak
İşte yeniden teslim oluyorum
Pusula tutuşturulmuş gibi çaldığı her kapıdan;
"Hâmil-i dert yakînimdir"
Doğduğum an'da bıraktım mecalimi
Her keşmekeşten arı ıssızlığıma kefilim
Şakaklarımda gezinen ürperti
Benim dünyaya vurulmuş mührümdür
Ortasında kaldığım bu yangın benim
Bir müzayedenin tam ortasına denk geldi hayatım
Açılın şık beyler
Kalıbımı basacağım!

Comments