top of page

Kıdem’e Andolsun O Zeytinler Karaydı-Zeynep Sayan

  • kibritfanzin
  • Apr 7
  • 2 min read

Ben…

Ben böyle yitik,

böyle kırık,

bilmiyorum.


Kuşlardan düşen tüyleri topladım bir bir.

Artık yarım kanadım var.

Bu, bu kuşların yuvasını mı yıkmak demek, bilmiyorum.

Kendime bir kanat inşa ediyorum.

Biraz balçık, biraz tüy…

Ağır bir şey olmasını istiyorum.

40 kilo bir şeyim ama 100 kilo asbest taşıyorum.


Girift bir ruh hâli sanma, ben aslında

bunu yazarken sırıtıyorum.

Çocukların topu bahçeme düşmüş,

patlatmakla geri fırlatmak arasında gidip geliyorum.

Kötü bir insan değilim,

ya da öyleyim, bir şey değişir mi bilmiyorum.

Küçükken hiç topum olmadı…


Artık Jung okumuyorum.

Beni fazlaca benimle yüzyüze getiren şeylerden hazzetmiyorum.

Aynadan da.

Yüzümü parsel parsel inceliyorum.

Yani eskiden yapıyordum.

Ta ki yüzüm simetrisini yitirene kadar.

Fazla yüz göz olduğun her şeyin simetrisi kayar.


Yollara rastgele taşlar bırakıyorum.

İlk kez elime insan eli değiyor.

Taşları oradan alanların ruhuna bulaşıyorum.

Kirimi hepsine bulaştırıyorum. 

Sonra, sonra camlarıma opak bir naylon geçiriyorum.

Yaklaşmadan beni tanımanızdan hazzetmiyorum.


Dün gece bir bardak su koymuştum komodine.

Babaannem yaşasa, "şeytan işemiştir, içme" derdi.

Şeytanı içimde besliyorum.

Çıksa bilirdim, bu yüzden suyu içiyorum.


Buzdolabında kırkını dolduran zeytinle bakışıyorum.

Allah rahmet eylesin, selasını okuyorum.

El etek çekti ruhum benden,

hiç değilse buzdolabını doldurmasını bekliyordum.


Ve sonra,

beni sevmemeni tıbbi olarak irdeliyorum.

Teşhisine tedavi bilmiyorum.

Bugüne kadar tüm boyutuyla inceledim.

Bu yaraya batikon basılmaz.

Ben limon tuzu basmayı uygun görüyorum.


Seninle toksik bir ilişkim var.

Görüldü atıp duruyorsun.

Her zaman çevrimiçi olduğun kitabında yazıyor.

Birkaç zeytin ve beni sevmeni istiyorum.

Kanadımın inşası bitince,

hakkımı almaya geleceğim.

Hesap sahibinden hesap soran kız…

İnan bana,

marjinal olmaktan hoşlanmıyorum.


Hiç benim olmamış birini seviyorum,

hiç ait olmadığım birini seviyorum.

Gözlerimi kapatınca seni nasıl görmek istersem öyle görüyorum.

Bu bencillik mi, bilmiyorum.

Kuşlardan tüy çalandan aksini beklemiyorum.


90 doğumlu ve benden birkaç beden büyük,

televizyonu hunharca döverek çalışmasını bekleyenlerden.

Genç Bakış kadar yaşlı, o kadar makul.

Bunu duyduğumda kahkaha atabildiğimi öğrendim.

Mevzular Açık kadar genç ve taraflıyım.

Ağzım süt koksa da taso oynamayı iyi bilirim.


Bir abla şey demişti,

-burada durup düşünüyorum-

Yalan söyleyecektim ama kotamı doldurdum sanıyorum.

Allah'ı, seni ve siyah zeytini çok seviyorum.

-olive theory-

Allah'la aran iyi,

beni de zaten sevmiyorsun.


Her şeyi yitirdiğimde henüz on yediydim.

Ergenlik veya daddy issues değildi.

Bu yüzden ergenlerden hazzetmiyorum.

17 uğurlu sayım.

Ghostlayamadığım her şeye ters köşe yapıyorum.


Kendimi halının altına süpürüyorum.

Ekmek kırıntılarına yatıyorum.

Babannem yaşasa, “nimete basılmaz” derdi.

Her şeyi mitolojiye bağlamasına biraz kıl oluyordum.

Belki de,

Allah'ın sinirini bozarak beni fark etmesini bekliyorum.


İsterdim ki doğmamış ve doğrulmamış olanla

aramda

bu gök olmasın.

Doğmuş ve doğrulmuş benliğime

seni doğurtmaya çalışmazdım.



Comments


bottom of page