Kimmiş Kimlerdenmiş Serisi 2 Robert Capa - Ferhad Dost
- kibritfanzin
- Nov 25, 2024
- 3 min read
Updated: Dec 2, 2024
Milyonlarca Kanın Tek Sesi
Keşke hep savaş fotoğrafçısı olsam ve hep işsiz kalırsam diyen bir savaş foto muhabiri düşünün. Ölümünden çok önce dünyanın en büyük savaş fotoğrafçısı ilan edilen Robert Capa birçok gazeteci gibi meşakkatli ve serüvenli bir hayat sürmüştür. Peki, işsiz kalmayı dileyen savaş fotoğrafçısı Robert Capa kimmiş kimlerdenmiş? Asıl adı Andre Friedman olan Capa, 22 Ekim 1913'te Budapeşte'de, Yahudi bir ailede doğdu. Gençlik yıllarında sosyalizmi benimsemiş avangart sanatçılardan oluşan bir gruba üye olmuştur. 18 yaşındayken gerek politik görüşleri gerek katıldığı rejim aleyhtarı gösterilerden dolayı tutuklanmış ve kısa zaman içerisinde serbest bırakılmıştır. Verilen öğütlere uyarak bir kaç gün içerisinde ülkesi Macaristan'ı terk etmiştir. Bir süre sonra bir üniversitenin karanlık oda asistanı olarak çalışacağı Berlin'e yerleşmiş. O günlerde üniversitede öğrenci olan amatör fotoğrafçı Gerda Taro adında fotoğrafçı kadınla tanıştı. Fotoğrafı seven Capa, Hitler'le birlikte Almanya'yı saran atmosfer onu büyük beklentilerle geldiği bu ülkeyi ‘de artık sevgilisi sayılan Gerda Taro ile birlikte terk etmek zorunda bıraktı. Capa ve Gerda'nın Almanya'dan ayrıldıktan sonraki duraklarından biri de Paris olmuştur. Paris yılları zor başlamıştı Capa için. Andre Friedman adıyla geldiği bu şehirde ne fotoğraflarını satabiliyor ne de geçimini sağlayabilmişti. Capa'nın fotoğraf işi alması için yardım eden Gerda, Capa'ya isimini değiştirerek basın ve fotoğraf ajanslarına kendisini Amerikalı fotoğrafçı Robert Capa olarak tanıtma fikrini ortaya atar. Düşünülen bu fikir Capa'nın tek çıkış yoluydu. Tahminler doğru çıkmıştı. Bu hile onu daha da tanınır hale getirmişti. İlk yayımlanan fotoğrafı 1932 yılında Kopenhag'da Troçki'yi Rus Devrimi'nin anlamı üzerine konuşurken çektiği karedir. Bu kare onun ünlenmesinde mühim rol oynamıştır. 1935 yılında İspanya'ya ilk yolculuğunu gerçekleştirir. Burada ilk foto-röportajı San Sebastian kentinde sporcu Paulino Uzcudun’la yapmıştır. Daha sonralar ‘Vu' ve 'Life' dergisinde sıcak savaş fotoğrafları yayınlanmıştır. ‘Life’ dergisinde yayınlanan Cordoba cephesinde, 5 Eylül 1936 tarihinde çektiği "Düşen Asker" isimli fotoğrafıyla savaş fotoğrafçılığı tarihine damga vurmuştur desek yeridir. "Düşen Asker" fotoğrafı 20.yy en akılda kalan fotoğrafı olmuştur. Düşen Asker' fotoğrafı diğer yandan da kurgulanmış bir fotoğraf sahnesi olduğu fikirleriyle dünyanın en tartışmalı savaş fotoğraflarından biri durumuna gelmiştir. Gerçek olamayacak kadar mükemmel bir anda çekilmiş, bu nedenle de gerçek olmadığı kurgulanmış bir fotoğraf olduğu öne sürülmektedir. Sahiciliği sahiden sorgulanan 'Düşen Asker' fotoğrafı kimi araştırmacılar göreyse kurgu değil sadece tesadüf eseri çekilen fotoğraflar kategorisine giriyor. Belki de hiç kimse an' Capa'nın o günlerden bugüne kadar tartışılmaya devam edilen fotoğrafı gibi sergileyememiştir. Fakat savaş hattına giren ikiliden sadece biri Capa savaş alanından çıkabilmiştir. Gerda Taro savaş sırasında yaralanarak ölmüştür. Savaş meydanlarındaki bu cesaretinden dolayı 1938 yılında İngiliz dergisi Picture Post onu dünyanın en ünlü savaş fotoğrafçısı ilan etmiştir. Capa'ya bir diğer ün kazandıran fotoğraflar 'Normandiya Çıkarması sırasında 6 Haziran 1944 tarihinde 'Omaha Sahili'nde' Alman ateşi altında karaya çıkan Amerikan birliklerinin arasında çektiği fotoğraflardır. Robert Capa savaş fotoğrafları dışında Picasso, Matisse, Hemingway, Bresson, Steinbeck vb. ünlü isimleri de fotoğraflamıştır. 1946 yılında ünlü fotoğrafçının bizim topraklara da yolu düşmüştür. İstanbul'un camilerinden, Ankara'nın çağdaş yapılarına, Boğaziçi'ndeki balıkçılardan, cumhurbaşkanı İnönü'ye kadar Türkiye'yi kadrajına alarak belgelemiştir. 1947 yılında Amerika'ya döner dönmez New York'ta Henry Carteer Bresson, David Seymour Chin ve George Roger ile beraber ‘Magnum Photos'u’ kurmuşlardır. ‘Magnum Photos’ hala dünyanın en prestijli uluslararası fotoğraf ajansıdır. Bir süre sonra 'Life' dergisi bir fotoğrafçılarının yerine bir aylığına Hindiçini'ne (bugün Vietnam dediğimiz yer) gitmesini ister. ‘Fotoğrafınız yeterince iyi değilse, olaya yeterince yakın değilsiniz demektir’, diyen Capa, bu cümlenin gereğini yaparken 1954 yılında muhabirlik sevgisinin kurbanı olmuştur desek yalan söylemiş olmayız. Fotoğrafı daha yakın kadrajdan çekmek için ilerleyen Capa bir mayına basması sonucunda hayatını yitirmiştir. Şairlerin savaşı anlatan muhteşem şiirlerindeki gibi, savaş kurbanlarını, masum askerlerin can çekişmelerini, suçsuz çocukların ölümlerini görüntüleyen foto muhabir bazı filmlere de konu olmuştur. Hitchcock ‘Arka Pencere’ filminde Capa ile Bergman'ın aşklarını çekmiş, Steven Spielberg ‘Er Rayn'ı Kurtarmak' filminin giriş kısmını Capa'nın fotoğraflarını kullanarak kurgulamıştır.

Comments