top of page

CUMARTESİ DENEMELERİ Sahilde Yakılan Ateşin Etrafında Gibi Yaşamak - Ahmet Durmuş

  • kibritfanzin
  • Feb 15
  • 2 min read

Biz abaküs hesabı az kişiyiz.

Akşamları kafede oturur, politikadan, edebiyattan ve futboldan konuşuruz. Kadınlardan ve aşktan. Tanrı'dan ve günahtan. Kimimiz çalıştığı fabrikasını anlatır, kimimiz dairesini, kimimiz duruşmalarını. Kimimiz fakültesinden ve derslerinden söz eder, kimimiz işsizlikten.

Gevezelik de ederiz bazen.

Öfkeleniriz, tartışırız ve konuşuruz. Seviniriz, heyecanlanırız ve ümit ederiz.

Satranç oynarız, şiir okuruz, futbol maçı izleriz. Kitap taşırız cebimizde. Anılarımızı anlatırız birbirimize. Orada pastoraldir her şey. Düşlerimizi anlatırız. Orada hafif rüzgarlı bir deniz kenarıdır her şey. Bir yaz gecesinde sahilde yakılmış bir ateşin etrafında toplanmış gibiyizdir. Her gelen bir boş bulduğu yere oturur. Belki biri kalkar, belki biri daha kalkar; ama o ateş hiç sönmez. Bazen bir kişi de kalsa o ateş yanar durur. Çıtır çıtır bir sesi duyulur o ateşin derinlerde. O ses alır bizi fabrikalara götürür; tarlalara, pazar tezgahlarına, stadyumlara, yatılı okullara, dersliklere, hastanelere, duruşma salonlarına götürür. O ses bizi sokaklara, caddelere, bulvarlara çıkarır. Yürürüz. Koşarız. Otururuz.  Hür yaşamayı severiz biz. Hürriyeti savunuruz. Bu yüzden o ateş en çok bizim içimizde yanar. Çıtır çıtır.

°°°

Biz arkadaşımızın bodrum katındaki bekar evinde yumurtalı ıspanak yerken grafiklere yeniliriz.

Bahçedeki kedi yavrularının annelerini ararken bir bakmışsınız renklere yenilmişizdir.

Ece Ayhan şiirindeki " velhasıl onlar vurdu biz büyüdük kardeşim" dizesi gibi yeniliriz.

O ateş yanar. O ateş hep yanar. O ateşle umudumuz tutuşturulur. Kedi yavruları annelerine kavuşmuştur. Yaz gecelerini düşleriz. Sofradan kalan kirli bir tabak gibi yıkamak isteriz biz acılarımızı. Güven içinde yaşamak, şakalaşmak isteriz.

Bazı dostlar gelip geçmiştir yaşamımızın bir döneminde, şimdi acılarımıza çok yabancıdırlar. Hürriyetimizi sevmezler. Ortak anılarımızı paslı bir bıçakla yaralayıp kanatmışlardır. Ateşimizi söndürmek istemişlerdir.

°°°

O ateş yanar.

Abaküs hesabıyla çok az kişi kalmışızdır.

Biz yine de arkadaşımızın bodrum katındaki bekar evinde yumurtalı ıspanak yeriz. Kafede fikirlerimizi tartışır, şiir okur, satranç oynar, futbol maçı izler, kadınlardan ve aşktan, Tanrı'dan ve günahtan konuşuruz. Gevezelik ederiz. Üşüdüğümüzde ateşe daha çok sokuluruz. Çıtır çıtır sesi duyulur o ateşin. O ses bizi hüzünlendirir, ağlatır; sevindirir, güldürür ve biz böyle yaşar gideriz.



Comments


bottom of page